‘Kolluk kuvvetleri terör estirme cesaretini saraydan mı alıyor?’
EMEP'li Bayhan, İmamoğlu protestoları sırasında sokağa çıkan halka karşı kolluk kuvvetlerinin şiddetini meclis gündemine taşıdı. “Sicil numarasını gizleyip, şiddet uygulayan polisler korunuyor.

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığının engellenmesi ve İBB’ye kayyum atanmasına yönelik operasyonun ardından ülke genelinde yayılan protestolara yönelik kolluk şiddetini Meclis gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi veren Bayhan, “Demokratik hak ve talepleri için mücadele eden gençler, Erdoğan tarafından ‘vandal’, ‘provokatör’ veya ‘terörist’ olarak yaftalandı” dedi.
Türkiye’nin birçok ilinde öğrenci ve yurttaşların hakları için sokağa çıktığını söyleyen Bayhan, “Sokağa çıkanlar birçok noktada kolluk güçlerinin şiddet ve işkencesiyle karşı karşıya kaldı. Özellikle ODTÜ’de öğrencilerinin kampüsten çıkmak istemesi üzerine polis TOMA ve gazla müdahale etti, plastik mermi kullandı, çok sayıda öğrenciyi gözaltına aldı” diye konuştu.Protestoların ilk haftasında 1.100’den fazla kişinin gözaltına alındığını belirten Bayhan, “26 Mart itibariyle gözaltı sayısı 1.700’ü aştı. İçişleri Bakanlığı toplam 1.879 kişinin gözaltına alındığını, bunlardan 260’ının tutuklandığını açıkladı” dedi.
Bayhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın protestolar sırasında gençleri hedef alan açıklamalarına da dikkat çekti. “Erdoğan, 25 Mart 2025’te Beştepe’deki iftar programında ‘Gençlerimizi düşman ettiler. Sokağa adres gösterip gerilimi artıranlar oldu’ diyerek protestolara katılanları kışkırtıcılıkla suçladı” hatırlatmasında bulundu.
Bayhan, Erdoğan’ın 26 Mart’taki grup toplantısında yaptığı, “Yüzü maskeli olan teröristleri tespit edip onların da üzerine gideceğiz” açıklamasını da aktararak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan protestocu gençleri ‘terörist’ ilan etti” dedi.
Fotoğraf: TBMM
‘Öğrencilerin yüzüne gaz sıkıldı, tekme atıldı’
Bayhan, önergesinde protestolar boyunca emniyet güçlerinin tutumunun temel hak ve özgürlükleri ihlal eden sayısız örnekle dolu olduğunu söyleyerek, “19-27 Mart tarihleri arasında en az 1.879 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 260’ı tutuklanmıştır. Gözaltına alınanlar arasında 20’si çocuk yaşta olmak üzere yüzlerce üniversite öğrencisi bulunmaktadır. İstanbul’da yapılan müdahalelerde, ters kelepçeyle gözaltına alınan gençler yere yatırılarak saatlerce bekletilmiş ve fotoğrafları polislerce ‘36 saatin sonunda paket’ notuyla sosyal medyada paylaşılmıştır. İstanbul Şişli’de ‘adalet ve özgürlük’ talebiyle toplanan öğrencilere polis ‘yüzlerinizi açın’ diyerek müdahale etmiş, tıbbi maskeleri zorla çıkartarak görüntülerini kaydetmiş ve ardından topluca gözaltına almıştır. Benzer şekilde İstanbul Üniversitesi önünde de öğrenciler ‘Maskeni çıkar, yoksa alırız’ şeklindeki tehditlerle abluka altına alınmıştır. Gösterileri takip eden en az 15 gazeteci gözaltına alınmış, 7’si hakkında tutuklama kararı verilmiş, ancak yapılan itirazlar sonucunda serbest bırakılmışlardır. İstanbul Saraçhane’de gençlere yönelik sistematik işkence niteliğinde müdahaleler gerçekleştirilmiştir. Birçok genç kadının maskesi zorla çıkarılarak doğrudan yüzüne gaz sıkılmış, yere yatırılarak tekmelenmiş ve ağır fiziksel şiddete maruz bırakılmıştır. İstanbul Barosu’nun aktardığına göre birçok öğrencinin vücudu yara bere içinde olup, gözü ya da kulağı zarar gören, işlev kaybı yaşayanlar bulunmaktadır” bilgisini verdi.
‘Polisin uygulamaları doğrudan yasaya aykırı’
Bayhan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın cevaplaması istemiyle verdiği önergesinde şu soruları yöneltti:
- Toplam kaç yurttaş gözaltına alınmıştır? Bunlardan kaçı tutuklanmıştır? Gözaltına alınanlar arasında kaç üniversite öğrencisi ve kaç 18 yaş altı çocuk bulunmaktadır? 27 Mart 2025 itibariyle açıklanan 1.879 gözaltı ve 260 tutuklama verileri bakanlığınızca teyit edilmekte midir?
- Bu çocukların tutulduğu merkezler ve gözaltı koşulları hangi denetime tabi tutulmuştur? Çocuk hakları sözleşmesine açık aykırılık oluşturan bu durumun hesabı nasıl verilecektir?
- İstanbul’da ters kelepçeyle gözaltına alınan gençlerin fotoğraflarını sosyal medya hesabında ‘36 saatin sonunda paket’ notuyla paylaşan kolluk görevlisi tespit edilmiş midir? Hakkında adli ya da idari herhangi bir işlem başlatılmış mıdır?
- Şişli’de protesto sırasında ‘Maskeni çıkar yoksa gözaltına alınırsın’ şeklinde keyfi ve hukuksuz bir şekilde tehdit edilen, yüzü kapatma amacı olmayan gazdan korunma amaçlı tıbbi maskeleri zorla çıkarılan ve gözaltına alınan öğrencilerle ilgili görevli polis memurları hakkında herhangi bir idari ya da adli işlem başlatılmış mıdır?
- İstanbul, ODTÜ ve diğer kentlerdeki protestolarda güvenlik güçlerinin ters kelepçe, biber gazı, darp, yakın mesafeden plastik mermi gibi yöntemlerle müdahale ettiği kamuoyuna yansımıştır. Bu müdahaleler, Anayasa’nın 17. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ‘işkence ve kötü muamele yasağı’na açıkça aykırı değil midir?
‘Polisin sicil numarası taşıması zorunlu’
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın protestocu gençleri ‘terörist’, ‘vandal’, ‘provokatör’ gibi ifadelerle hedef göstermesi ve ‘sokağı terörize edenler’, ‘milli iradeye savaş açanlar’ gibi tanımlamalarda bulunması, kolluk kuvvetlerinin orantısız güç kullanımını meşrulaştırmakta mıdır? Bu açıklamaların ardından gözaltı sayılarındaki artış dikkate alındığında, emniyet güçlerinin hukuksuz uygulamaları bu tür siyasi açıklamalardan cesaret almıyor mu?
- Demokratik eylemlerde bulunan ve kolluğa karşı savunmasız olan genç kadınlara hiçbir sebep yokken kaskla, copla ve yumrukla vuran, plastik mermiyle yaralayan, karakolda çıplak aramaya maruz bırakan kolluk görevlileri bu emri ve gücü nereden almaktadır?
- Gösterileri takip ederken gözaltına alınan en az 15 gazetecinin durumu hakkında herhangi bir açıklama yapılmış mıdır? Görev başında darp edilen, ekipmanlarına el konulan gazetecilerle ilgili sorumlu kamu görevlileri hakkında herhangi bir işlem başlatılmış mıdır?
- TTB, biber gazının sağlık açısından ciddi tehdit oluşturduğunu ve kimyasal silah olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Türkiye’nin taraf olduğu Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne göre, bu gazların kapalı alanlarda, yakın mesafeden veya yoğun şekilde kullanımı yasaktır. Son protestolarda bu tür kullanımlar söz konusu olmuşken, bu durum sözleşmeye aykırı değil midir? Gazdan etkilenen birçok yurttaşın yaşadığı ya da yaşayacağı sağlık sorunlarının sorumluluğunu alıyor musunuz?
- Protestolar sırasında polislerin üniforma veya kasklarında kimlik ve sicil numaralarının görünür şekilde yer almadığı, bazı durumlarda tamamen gizlendiği video kayıtlarıyla belgelenmiştir. Kamu görevlisinin kimliğinin teşhis edilememesi, kötü muamele ve işkence gibi ağır iddialarda faillerin tespitini ve yargılanmasını imkânsız hale getirmektedir. Kolluk personelinin kask ve yeleklerinde sicil numarası taşımak zorunlu değil midir? Bu zorunluluğa uymayan personel hakkında herhangi bir denetim veya işlem başlatılmış mıdır?
- Son protestolara ilişkin sosyal medyada ve basında yüzlerce video ve fotoğraf, polis şiddetini tüm açıklığıyla belgelemektedir. Yurttaşlara yönelik copla darp, yere yatırarak tekmelemeden yakın mesafeden gaz sıkmaya kadar pek çok görüntü açıkça ‘işkence’ ve ‘insanlık dışı muamele’ kapsamındadır. Bu kayıtlar üzerinden faillerin kimliklerinin tespit edilip cezalandırılması yönünde İçişleri Bakanlığı tarafından herhangi bir işlem başlatılacak mıdır?” (Haber Merkezi)
Evrensel'i Takip Et